info@turkcindostlukvakfi.org.tr

+90 312 446 58 15

Siber uzay yeni bir savaş alanı olmamalı


BRICS Ulusal Güvenlik Danışmanları ve Ulusal Güvenlik Yüksek Temsilcileri'nin  Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde düzenlenen 13. Toplantısı, şüphesiz önümüzdeki ay Güney Afrika'nın ev sahipliğinde yapılacak BRICS Zirvesi için bir hazırlık toplantısı idi.

Gelişmekte olan ülkelere siber uzayda iyi yönetişimi geliştirme çabalarını daha iyi koordine etmek için siber güvenlik konusundaki deneyimlerini, bilgeliklerini ve uygulamalarını paylaşabilecekleri bir platform sağladı. Gelişmiş ülkelerin teknoloji, finans ve altyapı alanlarındaki güçlü imkanları ile interneti bir kamu malı olmaktan çıkarıp hegemonyayı ve kazanılmış çıkarlarını korumak, bölünmeleri kışkırtmak ve çatışma, darbe ve huzursuzluk çıkarmak hedefleri göz önüne alındığında bu platform daha da önemli bir hal alıyor.

Toplantıya katılanların ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, siber güvenlik, gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı ortak bir sorundur ve internetin yüksek yayılımı sayesinde, siber güvenlik, gıda ve enerji güvenliği kadar önemli olan ulusal güvenliğin temel bir direği olarak görülmelidir. Bu nedenle, katılımcılar ortak çıkarlarını korumak için stratejik iletişimi güçlendirmeleri ve işbirliğinin yönünü netleştirmeleri gerektiği konusunda fikir birliğine varmışlardır.

DÖRT MADDELİK ÖNERİ İLGİYİ HAK EDİYOR

Çin'in üst düzey diplomatı Wang Yi'nin toplantıda ortaya koyduğu dört maddelik öneri, gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere tüm tarafların ilgisini hak ediyor. Wang'ın teşvik ettiği gibi, ülkeler gerçek çok taraflılığı uygulamalı, küresel siber uzay yönetişiminde merkezi bir rol oynaması için Birleşmiş Milletleri desteklemeli, gelişmekte olan ülkelerin meşru kaygılarını tam olarak dikkate almalı, adil ve makul uluslararası kurallar oluşturmalı ve demokratik ve şeffaf bir internet yönetişim sistemi kurmalıdır.

Siber güvenliği korumak için uluslararası toplum, her ülkenin bağımsız siber gelişme yolu ve yönetim modeli seçimine saygı duymalı, ortak, kapsamlı, işbirlikçi ve sürdürülebilir güvenlik kavramını uygulamalıdır. Bununla birlikte siber uzayın barışçıl kullanımını savunmalı, siber uzayda bir silahlanma yarışına kararlı bir şekilde direnmeli ve 'renk devrimlerini' kışkırtmak için siber uzayı kullanma girişimlerine karşı çıkmalıdır.

Özellikle, bilgi ve iletişim teknolojisinin kullanımı etkin bir şekilde düzenlenmeli ve siber suçlarla mücadele, dijital bağlana bilirliği teşvik etme, sayısal uçurumu daraltma, teknolojik yenilikte uluslararası işbirliğini güçlendirme ve tüm ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasını teşvik etme için ortak çaba gösterilmelidir.

Siber uzayın canlılığı, bağlana bilirlik ve açıklıktan kaynaklanmaktadır. Wang'ın işaret ettiği gibi, siber uzay, dijital bir demir perdenin iki tarafı arasındaki 'yeni bir savaş alanı' yerine, üzerinde yüz çiçeğin açtığı 'büyük bir sahne' olmalıdır.

Bu öneriler, siber güvenliğin zorluklarını ele almak için pratik bir taslaktır.