info@turkcindostlukvakfi.org.tr

+90 312 446 58 15

Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin’den önemli mesajla


Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün hazırladığı etkinlikte önemli mesajlar verdi. 'Çin'in Kalkınması ve Çin-Türkiye İlişkileri' sempozyumunda konuşan Büyükelçi Liu Shaobin, Çin modernleşmesinin esaslarının yanı sıra Kuşak ve Yol İnisiyatifi, Küresel Kalkınma İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi hakkında bilgiler verdi.
Çin sıfır noktasından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, en büyük mal ticareti yapan ülkesi, en büyük döviz rezervine sahip ülkesi ve en büyük üretim yapan ülkesi haline geldiği bilgisini paylaşan Büyükelçi Liu Shaobin, “modernleşme= Batılılaşma” anlayışının yıkıldığını vurguladı. Çin’in Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin bu bağlamda şunları kaydetti:
“Çin tarzı modernleşme derin bir küresel öneme sahiptir. Birincisi, Çin modernleşmesi 'modernleşme = Batılılaşma' anlayışını yıkmış ve sermaye merkezli, kutuplaşma, dışa açılma ve yağmadan oluşan eski Batı tarzı modernleşme yolunu terk ederek dünyaya yeni bir modernleşme modeli sunmuştur. İkincisi, Çin tarzı modernleşmenin başarılı bir şekilde uygulanması, gelişmekte olan ülkelerin çoğuna yeni bir umut vermiş ve yeni imkânlar sunmuştur. Üçüncüsü, Çin tarzı modernleşme, yeni bir insan uygarlığı biçimi yaratarak, maddi uygarlığın, siyasi uygarlığın, ruhsal uygarlığın, sosyal uygarlığın ve ekolojik uygarlığın eş zamanlı gelişimini desteklemektedir. Dördüncüsü, Çin tarzı modernleşme maddi ve manevi medeniyetin uyum içerisinde olmasını savunmaktadır. Nihai hedef, insanın bağımsız ve kapsamlı kalkınmasını gerçekleştirmek ve insan toplumunun ilerlemesi için daha iyi perspektifler yaratmaktır.”
ÇİN’İN ÇAĞRILARINA DESTEK GELİYOR
Çin’in Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Kalkınma İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi’ne değinen Büyükelçi Liu Shobin, çağrıların yanıtsız kalmadığını şu sözlerle aktardı:
“Yukarıdaki üç büyük inisiyatif uluslararası toplumdan geniş çapta övgü ve olumlu tepkiler almıştır. Şu anda, Küresel Kalkınma İnisiyatifi 100'den fazla ülke ve birçok uluslararası kuruluş tarafından desteklenmekte olup, yaklaşık 70 ülke 'Küresel Kalkınma İnisiyatifi Dostluk Grubu'na katılmıştır. Küresel Güvenlik İnisiyatifi, 80'den fazla ülke ve bölgenin desteğini kazanmıştır ve girişim, Çin'in ilgili ülkeler ve kuruluşlarla olan çift taraflı ve çok taraflı ilişkilerine dair 20'den fazla belgeye açıkça dahil edilmiştir. Küresel Medeniyet, medeniyetler arası iletişim ve karşılıklı öğrenmeyi teşvik ederek insan medeniyetinin ilerlemesini destekleyen bir çağrı yapmış ve daha yüksek bir düzeyde uluslararası işbirliğini teşvik etmek için pratik bir yol haritası sunmuştur.
ÇİN-TÜRKİYE İLİKİLERİ İÇİN DÖRT ÖNERİ
Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shoabin konuşmasının son bölümünü ise Türkiye ile ilişkilere ayırdı. Türkiye ile ilişkilerin “kazan kazan” temelinde şekillenmesi gerektiğini dile getiren Büyükelçi şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye-Çin ilişkilerine değinmek istiyorum. Türkiye ile Çin arasındaki diplomatik ilişkiler 52 yıldır devam etmektedir ve bu süre zarfında iki ülke arasındaki ilişkiler olağanüstü bir süreç yaşamıştır. Genel olarak, ilişkiler istikrarlı bir şekilde gelişme göstermiştir, özellikle son yıllarda iki ülke liderlerinin stratejik yönlendirmesiyle tarafların ortak çabalarıyla politik, ekonomik, kültürel ve diğer alanlardaki işbirliği sürekli olarak gelişmektedir. Bu durum, hem iki ülke hem de iki ülkenin insanları için somut ve gerçek faydalar sağlamaktadır. 29 Mayıs tarihinde Başkan Xi Jinping kendisinin yeniden seçilmesinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etti. Başkan Xi, Çin ve Türkiye'nin gelişmekte olan büyük ülkeler ve yükselen piyasa ekonomileri olduğunu ve geniş ortak çıkarlara sahip olduklarını belirtti. Son yıllarda, Çin ve Türkiye arasındaki stratejik işbirliği ilişkisi istikrarlı bir şekilde gelişmekte olup, farklı alanlarda somut işbirliği olumlu ilerlemeler kaydetmektedir. Başkan Xi Jinping, Çin-Türkiye ilişkilerine değer verdiğini belirtti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çalışarak, karşılıklı anlayış ve destek çerçevesinde, birbirlerinin temel çıkarlarını ve önemli kaygılarını ilgilendiren konularda, Çin-Türkiye stratejik işbirliği ilişkilerinin sürekli sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde ilerlemesini teşvik etmeyi arzuladığını ifade etti. Çin, iki devlet başkanı tarafından varılan önemli mutabakata uygun olarak Çin ve Türkiye arasındaki stratejik işbirliği ilişkisini daha yüksek bir seviyeye çıkarmak ve aynı yönde ilerlemek için Türk tarafıyla birlikte çalışmaya hazırdır.
İlk olarak, siyasi güveni artırarak, iki ülke ilişkilerinin siyasi temelini sağlamlaştırıyoruz. Çin tarafı, Türkiye'nin ulusal egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü korumasını, Türkiye'nin kendi ulusal koşullarına uygun bir kalkınma yolunu seçmesini desteklemekte, dış güçlerin Türkiye'nin içişlerine müdahalesine karşı çıkmaktadır. Türkiye uzun süredir bir Çin politikası izlemekte olup, Çin bu durumu son derece takdir etmektedir ve Türkiye'nin Xinjiang dahil olmak üzere Çin'in temel çıkarları ve önemli konulardaki hassasiyetini anlamasını ve desteklemesini ummaktadır. İki ülke ilişkilerinin siyasi temelini koruyarak, ilişkilerin istikrarlı bir şekilde ilerlemesini sağlamaya devam etmek istiyoruz.
İkinci olarak, pratik işbirliğini teşvik ederek yüksek kaliteli kazan-kazan durumunu gerçekleştirmekteyiz. Konuşmamın başlarında, Çin tarzı modernleşmeyi özellikle tanıttım. Çin tarzı modernleşme dünya için bir fırsattır ve Çin ile Türkiye'nin işbirliğini derinleştirme ve ortak kalkınmayı gerçekleştirme fırsatıdır. Çin tarafı, Türk tarafıyla birlikte yeni yollar keşfetmeyi, yeni parlak noktalar oluşturmayı, ticaret yapılarını optimize etmeyi ve daha yüksek seviyede kazan-kazan durumunu sağlamak için çabalamayı içeren konuları ele almak istemektedir. Taraflar, Bir Kuşak Bir Yol girişimi ve Orta Koridor planının entegrasyonunu sürekli olarak yeni başarılar elde etmek için güçlü bir şekilde ilerletmeli ve kendi çabalarının hedeflerini gerçekleştirme sürecinde birbirlerine yardım etmelidir.
Üçüncü olarak, insani etkileşimleri genişletiyor ve birbirimiz hakkındaki doğru algıyı arttırıyoruz. Çin ve Türkiye, salgınla mücadelede birbirlerine yardım etmek suretiyle zor zamanları birlikte aşarak, Çin-Türkiye ilişkilerinde parlak noktalar yaratmışlardır. Bu yılın 6 Şubat'ında Türkiye'nin güneydoğusunda ciddi bir deprem meydana geldikten sonra, Çin çeşitli kesimleriyle aktif şekilde yardım elini uzatmış ve bu, iki ülke halkının dostane ilişkisini tam anlamıyla yansıtmıştır. Salgın şu anda hafiflemiş durumda olduğundan, Türk dostlarımızı Çin'e seyahat etmeye, ticaret yapmaya, ziyaret etmeye ve öğrenim görmeye davet ediyoruz; ayrıca Çin vatandaşlarının Türkiye'yi turistik ziyaretler için görmesini, yatırım yapmasını ve iş yapmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu şekilde, daha fazla insan, Çin-Türkiye dostane etkileşim ve karşılıklı kazançlı işbirliğinin elçileri haline gelecektir. Çin'de bir deyim vardır: 'İki ülkenin ilişkisi halkın yakınlığındadır, halkın yakınlığı ise kalplerin birbirine bağlanmasındadır.' İki ülkenin halkının etkileşiminin genişlemesi, karşılıklı anlayışı artırarak yanlış anlamaları ve yanlış değerlendirmeleri azaltmaya yardımcı olur. Gençler, iki ülke ilişkilerinin geleceğini taşıyanlar olarak, gelecekte genç nesil arasındaki etkileşime daha fazla önem vermeli ve her iki ülkede de daha fazla ortak ve arkadaşa sahip olmalıdır. Her iki ülkenin medyası da objektiflik, rasyonellik, denge ve tarafsızlık gibi profesyonel ruhu korumalı ve Çin ile Türkiye arasındaki dostluk ve işbirliği hikayesini anlatmak için el ele vermelidir.
Dördüncü olarak, uluslararası işbirliğini güçlendirmeli ve bir insan kaderi topluluğunun inşasına katkıda bulunmalıyız. Önemli uluslararası ve bölgesel etkiye sahip ülkeler olarak Çin ve Türkiye, gerçek çok taraflılığın korunması, dünyada adalet ve hakkaniyetin gözetilmesi, tek taraflılığa ve hegemonyacılığa karşı çıkılması konularında aynı veya benzer görüşleri paylaşmaktadır. Zamanın eğilimlerini doğru bir şekilde görmeli, sıfır toplamlı oyunları ve bloklaşmaları birlikte reddetmeli, 'ayrışma ve kopuş' anlayışına karşı birlikte direnmeli, dünya barışını ve istikrarını korumalı, küresel endüstri ve tedarik zincirlerinin istikrarını sağlamalı ve dünyaya daha fazla olumlu enerji katmalıyız. Başkan Xi Jinping Küresel Kalkınma, Küresel Güvenlik ve Küresel Medeniyet Inisiyatifileri ‘ni ortaya koymuştur. Türk tarafının bu girişimleri aktif bir şekilde desteklemesini ve yanıt vermesini ve insanlığın kaderini belirleyecek bir topluluğun inşasına ortaklaşa katkıda bulunmasını umuyor ve memnuniyetle karşılıyoruz. “