info@turkcindostlukvakfi.org.tr

+90 312 446 58 15

Çin’de eğitim, neden Türk öğrencilerin gözdesi haline geldi?


Çin’de eğitim, neden Türk öğrencilerin gözdesi haline geldi?
Türkiye’den her yıl 55 bin öğrenci, eğitim amacıyla yurt dışına gidiyor. Önceki yıllarda öğrenciler, ağırlıklı olarak ABD ve Kanada’yı tercih etse de, son yıllarda bu ülkelerdeki burs oranlarının azalması, ekonomik koşullar Türk öğrencileri yeni bir arayışa itti. Çin’de ki kaliteli eğitim koşulları ve öğrencilere sağlanan kolaylıklar, tercihlerin Çin’e doğru kaymasına neden oldu.
Çin, artan eğitim seviyesi ve uygulamaya koyduğu modernleşme süreciyle, yabancı öğrenciler arasında gittikçe popülerliğini artırdı. Çin’in sağladığı imkânların başında, sunduğu burs programları geliyor. Çin hükumeti ve üniversiteleri, uluslararası öğrencilere farklı tiplerde burslar sağlıyor. Üstelik bu burslar, eğitim masraflarının bir kısmını veya tamamını karşılıyor. Öğrencilere, çeşitli yurt imkânları ve dil eğitimi gibi konularda da kolaylık sağlanıyor. Ayrıca üniversiteler, öğrencilerin isteği doğrultusunda staj olanaklarından yararlanılmasına yardımcı oluyor.
Biz de konuyu Çin’de eğitim gören Türk öğrencilerle konuştuk.
“HER ÖĞRENCİYİ ÜRETEN BİR YAPIYA SOKAN ANLAYIŞLARI VAR”
Çin hükumet bursuyla, Shanghai Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi’nde okuyan 25 yaşındaki Elif Özturgut, eğitimde Çin’i seçmesinin en büyük sebeplerinden birinin Çin’in yüksek kalitede eğitim sunması olduğunu söyledi. Shanghai şehrinin staj imkânları bakımından zengin oluşunun da cazip geldiğini ekledi.
Xi’an Jiaotong Üniversitesi, Nükleer Bilim ve Teknoloji bölümünde yüksek lisans öğrencisi olan 28 yaşındaki Kaan Yiğit ise, cazip burs olanaklarının dışında, dünyada nükleer çalışmalar konusunda Çin’deki gelişmeleri takip ettiğini ve çok ciddi ilerlemeler kat ettiğinin farkına vararak Çin’i seçtiğini söyledi.
Bu ilerlemenin yanında, Çin’in tarihi İpek Yolu’nu yeniden canlandırmak amacıyla başlattığı “Bir Kuşak Bir Yol” girişiminin, önümüzdeki yıllarda Türkiye-Çin ilişkilerini ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda daha da geliştirecek olması, Yiğit’in Çin’de eğitim kararı almasında önemli rol oynadı.
Çin’in genel anlamda eğitim anlayışını yorumlayan Yiğit, “Eğitim konusunda çok sistemli ve her öğrenciyi üreten bir yapıya sokan anlayışları var. Derslerden ziyade öğrencinin kendi araştırma alanında kat ettiği gelişmeye önem veriyorlar.” diye ekledi.
Beijing Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi’nde okuyan 22 yaşındaki Buse Türkyılmaz, uluslararası ilişkiler bölümünde lisans eğitimini sürdürüyor. Beijing’in teknolojisi ve gelişmişliğinden övgüyle bahseden Türkyılmaz, Beijing’deki sakinlerin, yabancı öğrencilere karşı daha alışkın olduğunu belirterek, ayrıca Çin’in başkenti olduğu için de her şeyi kolayca halledebilmenin çok avantajlı olduğunu vurguladı.
BAŞARININ SIRRI POLİTİKADA
Çin’i, dünyanın en önemli eğitim merkezi haline getirmeyi hedefleyen Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Xi Jinping, “Eğitimi gelişmiş olan devlet gelişmiş olur, eğitimi güçlü olan devlet güçlü olur.” ilkesiyle, hareket ediyor. Son düzenlenen eğitim alanındaki toplantıda yaptığı konuşmada Çin’in eğitim politikalarına değinen Xi, daha fazla yabancı öğrenciyi Çin'e çekmek için kaliteli eğitim kaynaklarından ve inovasyon unsurlarından faydalanılması gerektiğinin altını çizdi.
Bunun dışında, Çin'deki yükseköğretim kuruluşları ile diğer ülkelerde bulunan yükseköğretim kuruluşları arasında sürdürülen ortaklıklar olan Konfüçyüs Enstitüleri'nin, bu başarıdaki rolü azımsanmayacak kadar büyük. 2019 yılı itibarıyla Dünya'nın altı farklı kıtasının birçok ülkesinde Konfüçyüs Enstitüsü'nün 530 şubesi bulunmaktadır. Yabancı öğrencilere, Çince eğitim ve burs sağlayan bu kurumlar, yıllardır yabancı öğrencileri Çin dili ve kültürüyle buluşturuyor.